Firma Rehberi
Online Rehber 724

MSG Nedir? Zararları Nelerdir?



"MSG" NEDİR?
KATKI MADDESİ / KORUYUCU MADDE FARKI

HİÇBİR KATKI MADDESİ YOKTUR"  İLE " HİÇBİR KORUYUCU MADDE İÇERMEZ"
ARASINDAKİ AYRIM VE MSG (
ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR:

Knorr'un hazır çorbalarının üzerinde "hiç bir koruyucu madde içermez" yazıyor diye alıyordum. Özellikle son çıkardıkları çorbalar çok kolay yapılıyordu ve gerçekten de  lezzetli oluyordu. Bu yazıyı okuduktan sonra hemen mutfağa gidip Knorr çorba paketlerinin içeriğine baktım. Maalesef içeriğinde "
MSG" denilen madde var.

MSG Nedir?

Dikkatlice Okuyalım ve Paylaşalım:
Utanmadan Sağlık
Bakanlığı bunu onaylayıp "Türk Gıda Koteksi' ne uygundur" izni veriyor. Şimdi anlıyorum ki ince bir çizgiye dikkat etmek gerekiyor. Şöyle ki, "hiçbir katkı maddesi yoktur." “hiçbir koruyucu madde içermez" dikkat etmediğimiz ama çok önemle bakmamız gereken iki ayrı ama önemli bilgi. 

Sizlerle paylaşmak istedim.

MSG NEDİR?
ÇOK Önemli:
Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye MSG = ÇIN TUZU adıyla satıyorlar.

Piyasada bazı
dönerciler de bunu kullanıyorlar. O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yerine, 2-3 döner yiyesin geliyor.

Ayrıca ithal olarak gelen BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR (Peyniri, eti, konservesi  vs.)

MSG NEDİR?
MSG, bir yiyecek katkı maddesi.
MONO SODYUM GLUTAMAT

Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin birçoğu MSG' yi
kârlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI?
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı
ve buna bağlı  ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalığı, SARA (Epilepsi) Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı), Yağ birikimi,
Obesite (doyma mekanizmasında bozukluk), büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet. Böbrek ve karaciğerde  hasarlar. Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor. Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS'lerde çok kullanılmakta.
 
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri birçok üründe var. Şimdi diyeceksiniz ki, madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar? Küreselleşen dünyada, ticaret  küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla  çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha satmak  ve büyümektir. Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız. Sadece  tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır
adeta. Ayrıca, basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.

Mesela Cips: Semt pazarlarında 3 kg. Patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysaki 50 gram CİPS 1 liradır. Yani 1 kg. Cipsi, 20 TL. den tükettiğimizin farkında bile değiliz. Olumsuz etkileri de çabası.

Bu mamulleri üretenler!

Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi, burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım. Gelelim genel sağlık boyutuna; Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta diabet hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.  

Hastalıkları üretenler, ilâçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer kârlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar birçok yerde  uyarılar yazıldı. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır. Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değiller.  Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.

Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız. Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım. YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN!
LÜTFEN MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇOK KİŞİYE PAYLAŞALIM.

Kaynak: İnternet


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol